Gezilecek Yerler
KOZAHAN
Koza Han 1491 ‘de II. Bayezid tarafından mimar Abdül Ula Bin Pulat Şah ‘a İstanbul’daki eserlerine vakıf olarak yaptırmıştır. Ulu Cami ve Orhan Cami arasında bulunur. Eskiden ipek böceği kozalarının satışının yapıldığı bir yerde kozalardan elde edilen ipek kumaşlar Bursa’nın tekstil merkezi olmasında büyük rol oynamıştır.
CUMALIKIZIK
Uludağ’ın eteklerine kurulmuş 5 Kızık köyünden birisidir. Bir vakıf köyü olarak kurulan bu yerde tarihi doku çok iyi korunmuştur. Osmanlı döneminin sivil mimari örneklerinin görüldüğü, sık sık tarihsel dizilere ve filmlere ev sahipliği yapan Cumalıkızık, bu özelliği ile de çok ilgi çeken ve ziyaret edilen bir yerleşim yeri olmuştur.
Köyün camisi, caminin yanındaki Zekiye Hatun Çeşmesi ve tek kubbeli hamamı Osmanlı devrinden kalma eserlerdendir. Köyün içerisinde Bizans devrinden kalma birde kilise kalıntısı bulunur.
YEŞİL TÜRBE
Yeşil Türbe, 1421 yılında yapılan, Bursa Yeşil Cami’ nin yanında ki Çelebi Mehmet ‘e ait olan türbedir. Bursa ‘nın sembolü haline gelmiştir. Şehrin her köşesinden bu türbeyi görmek mümkündür. Türkiye’ de ortaçağın en mükemmel eseri sayılabilir.
Çelebi Mehmet türbeyi yaptırdıktan 40 gün sonra vefat etmiştir. Türbe içerisinde toplam 9 sanduka bulunmaktadır. Dışardan bakıldığında tek katlı görünen bu türbe. sandukanın bulunduğu salon ve bunun altında yer alan basık mezar kısmıyla aslında 2 katlıdır. Sandukanın üzerinde altın yaldızla yazılmış bir de kitabe bulunur. Sekiz köşeli bir yapı olan bu türbenin kubbesi çadıra benzetilir. Türbenin dışı yeşile çalan çinilerle kaplıdır. Türbenin içi, sandukalar, duvarlar ve cephe kaplaması da çinilerle işlenmiştir.
ULUCAMİ
Bursa ilinin en görkemli camisidir. Evliya Çelebi’nin ifadesiyle Bursa ’ nın Ayasofya’sıdır. Bu cami, Osmanlı Devleti ‘nin 4.hükümdarı Yıldırım Beyazıt tarafından mimar Ali Neccar ‘a yaptırılmıştır. Cami 1396-1399 yılları arasında yapılmıştır. Rivayete göre Sultan, Niğbolu Zaferi öncesinde savaşı kazanmak için Tanrıya yalvarmış ve 20 cami yaptırmayı adamıştır.
Savaş kazanıldıktan sonra 20 ayrı cami yerine 20 kubbeli tek bir cami yapılmasına karar vermiştir. Caminin bu savaştan elde edilen ganimetlerle yapılması planlanıyordu. Yıldırım Beyazıt’ ın esir düşmesinden sonra Timur, camiyi ahır olarak kullanmıştır.1403 yılında Moğol Şeyhi Emir Bedrüddin camiyi yaktırmıştır. Caminin onarımını Beyazıd’ ın oğlu 1.Mehmet gerçekleştirmiştir. 1421 yılında cami ibadete açıldı.
İZNİK
Yüzyıllar boyu tarih sayfalarının baş köşelerinde yer alan olan bu bölgenin her bir toprağı kültür kalıntılarıyla doludur. Dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşim yerleşim yerlerinden biridir.
Tümülüs, Kaya Mezar ve Anıtları
- Berber Kaya: İznik'in doğusunda yer alan bir tepenin eteğindedir. Yek pare kayadan oyulmuş büyük bir oda şeklinde mezar anıtıdır.
- Beştaş (Obelisk): Kentin kuzeyinde bağlar arasında yükselen bu mezar anıtı, eski Roma yolu üzerindedir.
- Hypoge: Elbeyli Beldesi'nin Hespekli mevkiinde benzersiz bir yeraltı mezarıdır. IV - V. yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dört Tepeler Tümülüsü: Elbeyli Belediyesi mezarlığı içindedir. Tümülüs'te iki anıt mezar belirlenmiştir.
Tiyatro: İznik Antik Tiyatrosu göl kıyısı ile Yenişehir Kapı arasında geniş bir alana inşa edilmiştir. Tiyatro, İmparator Traianus döneminde Bithynia prokonsülü (valisi) Plini us’un çabalarıyla 111-112 yıllarında yapılmıştır.
Böcek Ayazma: Koimesis Kilisesi yakınındadır. Üstü kubbe ile örtülü, yuvarlak bir yapıdır. Hyakinthos Manastırının bir bölümü olduğu sanılmaktadır. Ayazma VI. yüzyıldan günümüze sağlam gelmiş eserlerdendir.
Ayasofya Kilisesi: İki ana caddenin kesiştiği yerde, kentin tam ortasındadır. Bizans dönemi eseridir ve tahminen XI. yüzyıldaki depremden sonra yenilenmiştir. 1331 yılında Orhan Gazi Camii adını almıştır.
Ayatrifon Kilisesi: Yenişehir Kapı'ya giden caddenin sağındadır. Plan, İstanbul'daki Kariye Camine benzer. Planına göre büyük bir kubbe ile örtülü olduğu ve tabanının çok süslü mozaiklerle kaplandığı anlaşılmaktadır.
Hacı Özbek Cami: İznik'te inşa edilen ilk Osmanlı camisidir. Üstü 8 metre çapında kiremit kaplı bir kubbe ile örtülüdür. 1333 yılında inşa edilmiştir.
Yeşil Cami: İznik'in sembolü olan Yeşil Cami, adını yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden almıştır. Caminin yapımını Çan darlı Hayreddin Paşa 1378 yılında başlatmış, fakat ölümü üzerine oğlu Ali Paşa 1391'de tamamlatmıştır.
Mahmut Çelebi Cami: Çan darlı Hayreddin Paşanın torunlarından Mahmut Çelebi tarafından 1442 yılında inşa ettirilmiştir.
Orhan Bey Camii Ve Hamamı: Cami, Yenişehir Kapı dışında sol tarafta tarlalar arasında kalıntı halindedir. Hamam ise, cami ile surlar arasında bulunmaktadır.
Türbeler
Şeyh Kutbettin Camı ve Türbesi, Eşref-1 Rumî Camı ve Türbesi, Yakup Çelebi Zaviyesi ve Türbesi, Kırgızlar Türbesi , Sarı Saltuk Türbesi, Çandarlı Hayrettin Paşa Türbesi, Çandarlı İbrahim Paşa Türbesi ve İmareti, Çandarlı Halil Paşa Türbesi, Huysuzlar Türbesi, Ahiveyn Sultan Türbesi, Abdülvahap Sancaktarı Türbesi İznik'in önemli türbeleridir.
Çifte hamam biçiminde inşa edilmiştir. Hamam XIV. yy sonlarına tarihlenir.
ULUDAĞ
Uludağ Türkiye’nin en büyük kayak merkezidir. Ulaşımının kolay olması, uzun kış mevsiminde (ekim-nisan) kar bulunması eşsiz manzaralarıyla her zaman turist çekmektedir. Açık havada Uludağ’ın zirvesinden bakıldığında İstanbul, Marmara Denizi ve civar yerlerin görünmesi buraya ayrı bir özellik katmaktadır.
Kuzey eteklerinin Bursa Ovasına yakın yerlerinde sıcak su kaynaklarının bulunması burada kaplıcalar meydana getirmiştir.
KORUPARK
Temiz, güzel bir mekândır. Alışveriş merkezleri arasında en pahalı olma özelline sahiptir.
Bu alışveriş merkeziyle ilgili bütün bilgilere aşağıda ki siteden ulaşabilirsiniz.
CARREFOUR
İçerisinde birçok markayı bulunduran Bursa’nın en büyük alışveriş merkezidir.
Bu alışveriş merkeziyle ilgili bütün bilgilere aşağıda ki siteden ulaşabilirsiniz.
ZAFER PLAZA
Şehir merkezinde bulunması nedeniyle ulaşımı kolaydır. Bursa’da Türkiye ve dünyanın en seçkin markalarının yer aldığı uluslar arası standartlara ulaşmış çağdaş bir alışveriş merkezidir. İçerisinde mağazaların yanı sıra restoran, cafe, sinema ve eğlence alanları bulunur.
Bu alışveriş merkeziyle ilgili bütün bilgilere aşağıda ki siteden ulaşabilirsiniz.
KENT MEYDANI
Klasik alışveriş merkezi kalıplarından farklı bir yapıya sahiptir.Adından da anlaşılacağı gibi ortasında 10.000 metrekarelik büyük bir meydanı olan ,geniş gezme alanlarına sahip bir yerdir.
Alışveriş Merkezi, yeraltından birbirine bağlı, entegre olan 3 ana binadan oluşur. Mimarisi, kat planları ve yerleşimiyle konforlu bir alışveriş merkezidir. Alışveriş dışında birçok aktivite olanaklarını da bünyesinde barındırır. İçerisinde birçok sanat olayına ev sahipliği yapan birde sergi salonu vardır. Ayrıca sosyal yaşama renk getiren ve farklı gösterilerin yapıldığı bir amfi tiyatrosu da bulunur.
Her yaş grubunda ki insanın kendini rahat hissedebileceği farklı bölümleriyle, yeşil alanlara sahip kapalı bir mekândır. İçerisinde 96 mağaza bulunur.
Bu alışveriş merkeziyle ilgili bütün bilgilere aşağıda ki siteden ulaşabilirsiniz.
BALİBEYHANI
15. yüzyıl sonund, Fatih Sultan Mehmet döneminin Niğbolu Sancak Beyi Hamza Bey'in oğlu Bali Bey tarafından yaptırılmış tarihi handır. Bursa’nın en işlek caddesi olan Atatürk Caddesi üzerinde yer alır. 3 katlı ve 64 odası olan Balibey Han ‘ı Osmanlılar dönemine inşa edilen ilk 3 katlı handır. Yapıldığı dönemin "plaza"sı olarak nitelenebilir.
MÜZELERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN.
TRİLYE
Marmara Denizi kıyısında Mudanya ilçesinin 2400 nüfuslu bir belediyesidir. Günümüzdeki adı Zeytinbağ’dır. Bizans’tan kalma Trilye adı ile anılır. Bizans kasabası olan Trilye, 1330’larda Osmanlı kasabası olmuş ve Tokat, Kütahya, Kastamonu’dan gelen Müslümanlar kasabaya yerleştirilmiş; 1900 başlarında Mahmut Şevket Paşa Kasabası adını almıştır. 1924’te mübadele sonrası Girit ve Selanik göçmenleri kasabaya yerleştirilmiş, kiliseler dahi gelen göçmenlere mülk olarak verilmiştir. Kasabanın Rum halkı ise Atina yakınlarındaki Rafine ve Neon kasabalarına gitmişlerdir. Tirilye, 1963’te Zeytinbağı adını almıştır.
MUDANYA MÜTAREKE EVİ
XIX.yüzyıl sonlarında Rus asıllı Aleksander Ganyanof’ ait olan, Mudanya Mütarekesi’nin imzalandığı bina, Mudanyalı iş adamı Hayri İpar tarafından satın alınarak 1937’de müze olarak açılmış, 1959’da da Kültür Bakanlığı’na devredilmiştir.
Bina, XIX. yüzyıl sonunda yapılmış bir Osmanlı evidir. İki katı ziyarete açıktır. İlk katta mütarekenin imzalandığı salon ve çalışma odaları, üst katta İsmet İnönü ile Asım Gündüz Paşa´nın yatak odaları bulunmaktadır. Müzede mütareke dönemi eşyaları ve dönemin fotoğraf ve belgeleri sergilenmektedir.
IRGANDI KÖPRÜSÜ
Bursa kentinde, zanaatçıların geleneksel el sanatlarını icra ettiği köprü. 1442 yılında Irgandılı Ali’nin oğlu Hacı Muslihiddin tarafından inşa edildi. 1854 yılında Büyük Bursa Depremi'nde hasar gördü. Kurtuluş Savaşı’nda Yunan ordusu tarafından bombalandı. Irgandı Köprüsü, 2004 yılında Osmangazi Belediyesi tarafından yenilendi ve kullanıma açıldı.
Dünyada, Irgandi Köprüsü'ne benzer üç çarşılı köprü daha vardır. Bunlar Bulgaristan'ın Lofça kentinde Osma Köprüsü, İtalya'nın Floransa kentinde Ponte Vecchio Köprüsü ve Venedik kentinde Rialto Köprüsü'dür.
SU UÇTU ŞELALESİ
Mustafakemalpaşa ilçesine 18 km uzaklıkta bulunan ve ilçenin su ihtiyacını karşılayan Su Uçtu Şelalesi 38 metre yüksekten dökülür. Çataltepe mevkiinde Karadere üzerinde fay hattının çökmesiyle oluşmuştur. Kayın, meşe, çam ağaçlarının gölgesinde serin bir dinlenme alanı olan bu alan, etrafındaki ahşap piknik masaları ve ocakları sayesinde piknikçilerin çok rağbet ettiği bir mesire yeridir.
MURADİYE KÜLLİYESİ
Osmanlı sultanları tarafından yapılan son külliyedir. Sultan 2. Murat tarafından 1425 -1426 yılları arasında yaptırılmıştır. Bu külliye bulunduğu semte ismine vermiştir.
Külliye; cami, hamam, medrese, imaret ve külliyenin bahçesine daha sonraki yıllarda yapılan 12 türbeyi içerir. Bu türbe topluluğu Semerkant’taki Şah Zinde ve İstanbul'daki Eyüp Sultan ile birlikte, Türk İslam dünyasının sayılı türbe topluluklarından birisidir.
EMİRSULTAN
Emir Sultan Külliyesi, Bursa'nın simgelerinden ve inanç turizmi açısından şehrin en önemli ziyaret noktalarındandır. Bursa'nın Eyüp Sultan'ı olarak düşünülebilir. Düğünlerde ve sünnetlerde Bursa halkının gelip dua ettiği bir yerdir. Emir Sultan'ın eşi Hundi Hatun tarafından 1. Murat devrinde yaptırılan külliyede cami, Emir Sultan'ın türbesi ve hamam yer alır.
Bursa'nın en önemli tarihi yapılarından olan Emir Sultan Cami, Yıldırım ilçesinde, Emir Sultan Mezarlığı'nın yanında bulunur. Tek kubbeli inşa edilen camiye avlu ve 3 kubbeli revak 1507 yılında eklenmiştir. Camiinin avlusunda şadırvan, güneyinde cami, kuzeyinde Emir Sultan'ın Türbesi bulunur.
Hundi Hatun'un yaptırdığı türbeden günümüze bir şey kalmamış, şimdiki türbe Sultan Abdülaziz tarafından 1868 yılında yaptırılmıştır. Emir Sultan türbesinde Emir Sultan, eşi Hundi Hatun, iki kızı ve oğlu Emir Ali yatar.
SUKAYPARK
Bursa ‘nın Osmangazi ilçesinde faaliyete geçen SUKAYPAK Türkiye ‘nin ilk kablolu su kayağı tesisidir. Bursa halkı kışın Uludağ ‘da kar keyfi, yazın da Çukurca’daki Suni Göl üzerinde kayak keyfi yaşayacaklar.
GÖKDERE MEDRESESİ
Bursa ‘nın Kayhan mahallesinde bulunur. İlk Osmanlı eserlerinden biri olarak sayılır.
2. Bayezid dönemi bilim adamlarından hayırsever bir kişi olan Zeyrek zade Paşa tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. 12 hücre ve büyük bir dershaneden oluşan yapı, 1906’dan sonra bir süre kadınlar hapishanesi olarak kullanılmıştır.
1939 ‘da özel mülkiyete geçen bu yapı yıllar boyu marangozhane, demirci dükkânı, depo gibi tarihi niteliğe uygun olmayan işlevler görerek değerini kaybetmiştir.
GEYVE HAN
XV. yüzyılda Hacı İvaz Paşa tarafından Yeşil Cami'ye gelir temini için yaptırılıp Çelebi Mehmet’e hediye edilmiştir. Han Bursa’daki Demirkapı Çarşısı’ndadır. Eskiden Lonca Hanı da denilmekteydi. Han 2 kattan oluşur. Hanın altında 26, üstünde ise 30 odası vardır. Dört cephesinde iki giriş kapısı vardır. Tuğla ve moloz taş ile inşa edilmiş olup kirpi saçaklıdır. Ayakları ve kemerleri tuğladan yapılmıştır.
İPEKHAN
İvaz Paşa Camisi’nin yanında olup, Bursa’nın en büyük hanlarındandır. Arabacılar, Sultan ve Eski İpek Han olarak da isimlendirilen hanı, Çelebi Sultan Mehmet Mimar İvaz Paşa’ya, Yeşil Külliyesi’ne gelir sağlamak amacı ile yaptırmıştır.
PİRİNÇHAN
Pirinç Han, Bakırcılar Çarşısı ile Zafer Çarşısı arasındaki tarihi yapıdır. Önceleri tahıl özellikle de pirinç satılan bir yer olduğu için adını buradan almıştır. Sultan 2.Bayezıd’ın İstanbul’daki vakıflara gelir sağlamak için yaptırdığı bu hanın inşaatı 6 yıl sürmüştür. Mimarı Yakup Şah ile Abdullah oğlu Ali’dir.
Büyük bir avlunun çevresine kurulmuş bu han sıralanmış revaklar ve onların arkasında odalardan oluşur. Üst katında 38, alt katında ise 40 odası bulunmaktadır. Doğu tarafında olan tek girişinde çok gösterişli bir taç kapı bulunur. Kapısının önünde ve avluda çınarlar vardır.
Duvarları üç sıra tuğla ve moloz taşı ile örülmüştür.
Han, 1982 yılında başlayan çalışmalar sonucunda aslına uygun olarak onarılmış ve 2002 yılında bugünkü haliyle kullanılmaya başlanmıştır. Hanın içerisinde çay bahçeleri, hediyelik eşya satan dükkanlar vardır. Hanın büyük bir bölümü ise özel şahısların malıdır.
HACIVAT KARAGÖZ MÜZESİ
Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına hayali, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkar'dır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır.
Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır.
HÜNKAR KÖŞKÜ
Bursa’da Uludağ’ın eteklerindeki Temenyeri’nde, Abdülmecit devrinde av köşkü olarak yapılan, Bursa ziyaretleri sırasında Atatürk’ün de konakladığı, 2003 yılında ziyarete açılan bir müzedir.
Atatürk’ü ağırladığı için Atatürk Köşkü ve Cumhuriyet Köşkü adları ile de anılır. 1859 yılında inşa edilmiştir. Bu köşk 18 günde tamamlanmıştır. Atatürk resmi ziyaretleri dışında Bursa ‘ya gelişlerinde 4 defa bu köşkte kalmıştır.
TOPHANE
Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul'un fethinden önce, Bursa ve Edirne olmak üzere iki yerde tophânelerinin olduğu tahmin edilmektedir. İstanbul’un fethinden sonra Bursa ve Edirne dışında birçok yerde tophane kurulmuştur. Fatih Sultan Mehmet’in kurduğu Tophâne–i Âmire’den sonra kurulan başlıca tophaneler şunlardır; Avlonya, Semendire, Novaberda, İşkodra, Belgrad, Budin, Erzurum, Mısır, Basra, Birecik, Hasköy ve Van tophâneleridir. Osmanlılar fetih alanlarının genişlemesi sonucunda bu tophaneler dışında birçok seyyar tophane kurmuş ve buralarda top dökmüşlerdir.
KİTAPEVİ
Bursa’nın tophane semtinde, restora edilmiş cafe ve restorandan oluşan tarihi bir konaktır. Konak içinde yer alan sanat galerisi, kitapçı ve toplantı dükkanlarıyla küçük bir kültür merkezi haline gelmiştir. Kitapevinde söyleşiler, sergiler ve imza günleride düzenlenmektedir.
Dilek Çelebi adlı sanatsever tarafından işletilmektedir. Bursa manzarasını en iyi seyredebileceğiniz bu mekan hafta içi 10:00-24:00 saatleri arasında hizmet vermektedir.
Kitapevi’nin adresi: Kavaklı Mahallesi Kavaklı Caddesi Burç Üstü No:21 Tophane
http://www.kitapevi.org
TAYYARE KÜLTÜR MERKEZİ
Cumhuriyet tarihinin ilk modern sinema-tiyatro ve konser salonlarından biridir. Tayyare Cemiyeti tarafından yaptırılmış ve 1922 yılında hizmete açılmıştır. Adını da bu cemiyetten alır. Bu bina Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi eserleri arasında, en sade ve güzel olanıdır.
Tayyare Kültür Merkezi, Bursa’da kültür ve sanat etkinliklerinin çoğunun gerçekleştirildiği bir mekandır. Heykel’de, Atatürk Caddesi üzerinde yer alır.
BOTANİK PARK
Bursa Botanik Parkı, İzmir-İstanbul yolu üzerinde Bursa Hayvanat Bahçesi’nin bitişiğinde kurulmuş 400 dönümlük parktır.Botanik Park’ta Japon Bahçesi, Fransız Bahçesi, İngiliz Bahçesi, gül bahçesi, kaya bahçesi, kokulu bitkiler bahçesi, şekilli bitkiler bahçesi gibi adlarla değişik bahçe alanları oluşturulmuştur. Her yıl uluslar arası Lale Festivali nedeniyle 200-250.000 lale ekilir.
1998’den beri 1. derecede doğal sit alanıdır. Bitkisel araştırma ve bilimsel çalışmalara açık bir parktır. Parkın yapımı 1995’de başlamış ve 1998 yılında kullanıma açılmıştır.
Park içinde Spor için koşu yolları, yürüyüş yolları, bisiklet yolları, kültür fizik aletleri, masa tenisi alanları ve bir otomobil pisti bulunur. Parkta bisiklet kiralamak mümkündür. 150 tür ağaç, 27 çeşit gül, 76 tür çalı, 20 tür örtücü bitki bulunur.
KÜLTÜR PARK
Konumu, büyüklüğü ve yeşil yapısıyla kent merkezi içinde büyük öneme sahiptir. Çevresinde çay bahçeleri, lokantalar, Bursa Arkeoloji Müzesi, Konservatuar Binası, Açık Hava Tiyatrosu vardır. 393.000 metrekarelik alana kurulmuştur.
143.000 metrekarelik yeşil alana sahiptir ve 61 türde yaklaşık 5000 adet ağaç bulunmaktadır.1963 ‘ten bugüne kadar Uluslararası Bursa Festivali'ne ev sahipliği yapar. 1999’da Reşat Oyal’ın ismi Kültürpark’a verilmiştir
BURSA ANADOLU ARABALARI MÜZESİ
Türkiye‘nin ilk ve tek Anadolu Arabaları Müzesi’dir. Toplam 17.000 m2 ‘lik bir alanı kapsayan, Umurbey Mahallesi’ndeki eski bir ipek fabrikası TOFAŞ tarafından restore edilerek, 28 Haziran 2002‘de müze olarak halkın ziyaretine açılmıştır.
Y.Mimar A.Naim Arnas, MSÜ Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Bölüm Başkanı Prof. Önder Küçükerman ve Tofaş`ın murahhas azası ve tasarımcı – yönetici Jan Nahum biraraya geldiler; 1998 yılı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker`in ve yardımcısı Dr. Engin Yenal`ın kendilerine gösterdiği eski ipek fabrikasının bulunduğu yerde “Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi”ni kurma kararı verdiler.
Eski ipek fabrikasının ana binası olan müzede 2600 yıl önceye ait bir tekerlekten yola çıkarak, TOFAŞ tarafından üretilen motorlu araçlara kadar bir zaman tüneline girilmektedir. Müzeye girdiğinizde sizi 2600 yıl önceye ait Üçpınar Tümülüsü ve kazı çalışmalarını gösteren duratranslar karşılıyor. Orijinali Balıkesir’de olan bu tümülüsün içerisindeki araba parçaları buluntuları ve tekerlek parçaları bu müzenin başlangıç noktasını oluşturmaktadır.
Müzede ilerledikçe at arabası ve fayton imalatının yapıldığı dükkân ile karşılaşacaksınız. Tamamen orijinal malzemelerden oluşan bu dükkânda bir at arabası imal etmek için aylarca çalışıldığını görünce çok şaşıracaksınız. Sadece bu at arabasını imal etmekle iş bitmiyor; imalathaneden de arabalar, deri ve koşum takımları, branda işlerinin yapılması için saraçevine gönderiliyormuş. Ustanın ve alıcının talebine göre arabanın aksesuarları takılıyormuş. Tabii ki müzede saraçevini de göreceksiniz.